Nolmuş yav burda böle
Kadınların audio veya diy işleri ile alakası konusunda Dr. 'a sonuna kadar katılıyorum, esasen kişisel görüşüm ve gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki dünyada audio'yu geçtim, her alanda erkek hegemonyası vardır, ki bunu da normal karşılamak lazım, çünkü dünyanın doğal dengesi kadınları her alanda ikinci planda olmaya iter. Kadın kendini zorlayıp bişeyler başarmak yerine erkeğinin hazırlayıp önüne sunmasını bekler...
Dönelim audio işine, pekçok kadın için bir pikabın ya da bir hoparlör takımının ne derece hi-end olduğundan çok, salonda nekadar güzel durduğu önemlidir, zengin zümrenin gösterişe meraklı bayan bireyleri için bindiği otomobil, oturduğu ev, giydiği kıyafet gibi pahalı oluşu da önemli olabilir tabi, ama hi-end oluşu?... hiç sanmam... olsa bile "Ahu Ünalp" hanfendi gibi bikaç milyonda bir... Ki kendisi sadece odyofil gibi görünüyor, oturup DIY ile uğraşacağını sanmam. 1,000,000 kadından kaç tanesi (1? 3? 10?) "hobi amaçlı" manikürlü tırnaklarıyla eline havya alıp lehim yapar ya da kaçı matkabı, testereyi alıp kutu keser, biçer, deler ? Kim ne derse desin, nasıl ki evin su tesisatını onarmak erkek işi ise bu da aynı şekilde erkek işi. Kilden testi yapmak ya da tuale yağlıboya tablo işlemek gibi narin işler değil... DIY'i bir kenara koyalım, müzikte aslına sadakat olayı ise bambaşka bir konu, sonuçta bu iş emek ister, zaman ister, para ister, ister de ister... İyi müzik dinlemek için de bunları feda edecek bi kadın tanımadım şimdiye kadar... En basitinden, çevremdeki bilûmum bayan nüfusuna göre bu işler boş iş, yapılan yorumlar ise komik; "boşa para" "vakit kaybı" "gereksiz zahmet" "sinir stres sebebi" Gökhan hocamın dediği gibi iyi müzik dinlemek için sisteme para vermek yerine konsere gitmek, yada araba kullanırken fiziksel yorgunluğun yanında bilmemkaç beygirlik güce hükmetmekten yorgunluğun kat be katı haz duymak yerine sağ koltuktan etrafı seyretmek, hazır, zahmetsiz ve eğlenceli çözüm onlar için... Gerçi bu bile kadınları her zaman memnun etmez, konsere götürürsün sıkılır, makyaj tazelemeye gider sen de eşlik edersin seve seve... ya seve seve, ya... sev ya terket, noldu, cânım konserin yarısı heba oldu... arabada direksiyonu sen sallarsın, onu sıkıntı basar dırdıra başlar, güzelim yolları sana zehir eder... Eve dünya para harcayıp ses sistemi alırsın, üstüne bi de sevdiği şarkıyı açarsın, "şunun sesini kıs migrenim tutucak yine" der... Bu arada en sevdikleri sistem aç-kapa, ileri sar-geri sar fikrine de sonuna kadar katılırım, yakın bi örnek vereyim, annem son bikaç senedir mesleği gereği pc başında iş yapar, evde kıytırık bi müzik cd si hazırlamaktan bihaber, babamın işinin bilgisayarla uzaktan yakından alakası yok, hatta yüksek teknoloji özürlü bi kişiliktir, ama her çökerttiğinde bana eziyet olmasın diye format atmayı bile öğrendi
Sonuç olarak; kadın erkek eşitliği tarihin en büyük yalanıdır, çünkü erkek sorumluluk alır, üreticidir, kadın sorumluluktan kaçar tüketicidir... Şaşkaza ufak tefek bişey üretse, onu da kendi tüketir. Ömrümü tükettiniz ulen
Her nekadar bu durumun istisnaları mevcutsa da okadar azdır ki kaideyi bozmaz, bozamaz, bozsa dünyadaki herşeyin başrol oyuncusu erkekler, yan rolde kadınlar değil, tam tersi olurdu.(yok öyle değil demeyin, öyle çünkü)... Audio işinde ise namümkün, Özgür hocamın üstüne basa basa dediği gibi "odyofilin dişisi olmaz..." olsa bu işin nüfusça fazla erkek odyofillerin yanında ihmâl edilebilir miktarda olacağı aşikârdır, her zaman aynı işi yapan kısıtlı sayıdaki dişiden daha iyi erkek alternatif mevcuttur...
Haldır huldur yazdım, konuyu saptırdım sanki biraz, sürç-i lisan ettiysem affola, birikmişim varmış...