HEKTOR-DJ yazdı:müzik tarzımda %90 pop, aslında PROGRESSİVE HOUSE ağırlıklı yani bass ve tizleri severim. fornt ların çok ii bir bass performansı var mesela dali ikon serisi kullanan arkadaşlarım var tatmin olmamışlar bass larından. dikkatimi çekiyor bendeki frontların bass sürücülerinin sispansiyonları oldukca dışa çıkık bende esneme hareket kabiliyetinin yüksek olduğu izlenimi bıraktı bilmem siz ne düşünürsünüz.
Kule tarzı kabinlerin tipik sorunudur bu dışa çıkık tip hoparlörler. Eski tip kabinlere baktığınızda genellikle 20-25-30 cm baslar görülür ve kabinin hepsi de ön yüzündedir. Orta ve tiz hoparlörlerin kulak hizasına gelebilmesi, televizyonun yanında daha şık durmaları ve ev hanımları tarafından kabul edilebilmeleri için modern tasarımlar kule tipine dönmüşlerdir, en azından ben böyle gözlemliyorum. Ama bunun sonucu artık o 12"-30 cm baslar konulamaz, ön yüzler daralmıştır. Bazen yanlara konulur ama bu durumda da 20cm den daha fazlası şık durmaz. Geriye de yapacak tek bir şey kalır, 30 cmlik hoparlörün konuyla iteceğiniz havayı 20cm lik ya da 16cm lik hoparlörle itmeye kalktığınızda kon bu sefer daha fazla ileri geri hareket yapacaktır. Yetmezse ikinci hatta üçüncü bas hoparlörü eklenir sisteme. Xmax olarak T/S parametrelerinde verilen değer işte hoparlör konuna bağlı bobinin mıknatıs üzerinde yapabileceği en fazla yolu tanımlar. Sorun çözülür mü? Teknik olarak evet, hatta yeri dar araba sistemleri, ev sineması subwoofer sistemleri de bundan oldukça yararlanır. Ancak kulağın dur dediği bir nokta vardır. Tek bir frekans ile sorunsuz çalışan bu teknik müzik gibi dinamik bir sinyalde sorun çıkarır. Aynı anda davulun 40Hz'e inen bas tonunu vermeye çalışan bas hoparlörü aynı zamanda 100 Hz civarındaki kontrabasın sinyalini de vermek durumundadır. İşte sorun buradadır.
HiFi hoparlörlerin konları kuvvetlendirilmiş kağıt vb. malzemelerden yapılır ki hafif olsun, müziğin dinamiğine hızlı uyum sağlasın. Küçük bir mıknatıs bu işe yeterli olacaktır. Ama gümbürtü çıkaracak subwoofer gümbürtü için distorsiyona ihtiyaç duyar, bunun için plastik lazımdır ve de kuvvetli bir mıknatıs ve büyük Xmax...
Sonuç olarak Bots ürünleri ev sineması için uygundur, baslar evin şekline göre iyi çıkabilir de ama genellikle 100Hz civarı şişirilir, derin baslar yerine tok baslar vurgulanır ve sanılır ki baslar çok iyidir. Tekno, progress tarzı elektronik müzikte bu farkedilmez bile, çünkü o tür müzikler orjinalinden elektroniktir ve derinliği yoktur. Aynı hoparlörleri bir akustik kayıtla dinlediğinizde fark ortaya çıkar. Doğal olmayan baslar, çınlayan ziller, garip insan sesleri gibi.
Modern hoparlörler oldukça iyi kalite ve mühendislikle üretiliyorlar, daha önceden 15"-43cmlik bas hoparlörle alabileceğiniz sesi şimdi 20cmlik baslarla da alabiliyorsunuz. Ama fiyat da 200 Euro'lardan başlıyor, tek bir hoparlörde. Bu ScanSpeak, Seas, Eton gibi markaların üst sınıfında ya da bazı markaların nadiren daha ucuz ürünlerind ortaya çıkabiliyor. Ama Bots'da böyle bir şey mümkün değil, kullanılan malzeme ve üretim mühendisliği buna imkan vermez.
Kuru ve sıkıcı gelen sesler aslında doğal olacaktır, müzik dinlerken biz keyfimize göre renklendirebiliyoruz. Bazı sistemlerin, örneğin Dali, sesini, baslarını beğenmeyebiliriz. Ama akustik ortamdan ve de dinlediğimiz müzik türünden bağımsız olarak bu kararı vermek durumundayız. Yoksa Sony'nin yaptığı gibi şişirilmiş midbas'lar ile ortalığı gümbürdetebiliriz ama Dali'nin 40Hz'lik sesini duyabilmek için de en az 7-8m öteye gitmemiz gerekir.
gönderen HEKTOR-DJ » 12 Nis 2011, 18:39 
gönderen Rhodium » 10 Ekm 2016, 08:51