elektrosenol yazdı:İnsanlarımız ne yazık ki dediğiniz gibi emeğe değer veremeyebiliyor.Kimisine gidip bir CD almak yerine internet üzerinden bir 'tıkla' indirmek daha kolay geliyor fakat bir CD ye maliyeti açısından para veremeyen çok insanda gördüm ne yazık ki bu kişiler kaliteli müziği sevmelerine rağmen farklı düşünüyolar o CD ye vereceğim paranın üstüne biraz daha eklerim interconnect imi değiştiririm diyenler var lakin buda yanlış,ama işin içinde fiyat bandının biraz sıkıntı olduğunu 'şahsen' düşünmüyorum değil! Yanlış anlamayın konrsana her zaman karşıyım.Neden orjinaline yakın kaynaktan dinlemek varken mp3 dinleyeyim ki, öyle değilmi?
"Bana göre bu arabanın fiyatlandırılmasında sıkıntı var, aaa bak ne tesadüf kapısını da açabiliyormuşum, öyleyse para vermeden alıp gidip kullanıyorum, hem şimdi herkesin gücü para verip araba almaya yetmiyor maalesef" diyemezsiniz. Yok öyle birşey. Herkesin herşeye doğuştan sahip olma ve karşılığında birşey vermeme hakkı diye birşey yok.
Bir albümün yapım maliyeti, videoları ile beraber en az 30 bin TL'den başlar, yüzbinlerce liraya kadar çıkabilir. Yani insanlar, o parayla bir daire alıp kiraya verseler, en azından her ay başı 1000 lira ceplerine kiradan para girer, ama gönül verdikleri işe yatırıp albüm yapıyorlar, ama öte yanda başka bir adam yapımına 1 kuruş katkıda bulunmadığı bir eseri kopyalayıp tezgahtan satıyor, parayı cebine indiriyor. Sanki bakkal açmışsın içini mal doldurmuşsun ama kasa hasılatı kapının önündeki tezgahçıya gidiyor.
Ne enteresan ki, Türkiye'de de insanlar bu durumu gayet doğal, normal, hatta haklı karşılıyor. Birisi başarılı bir gömlek yapıp bütün Türkiye'de yüzbinlerce kişiye beğendirip satınca kimse onun o parayı haketmediğini düşünmüyor, "ben bu gömleğe para vermem arkadaş, çalıp giyeceğim" demiyor da, aynısını bir müzik ya da sinema sanatçısı yapınca bir anda o sanatçıya o kazanca erişmek hor görülüyor. Sanki sanatçının sanatından yapacağı para havadan haksız kazançmış gibi. Oysa bir kişi bir şarkı yapmışsa, bunu da Türkiye'de bir milyon kişi beğenmişse, o kişi zengin olmayı hakeder be kardeşim. Bir iş yapmış, bir milyon insana da beğendirmiş. O başarının karşılığını o insana çok görmemek lazım.
Ama nedense korsan müzik tüketen insanların hepsi sorgulandıklarında sanatçıların etiksizliklerinden, ikiyüzlülüklerinden bahsederler, ama kendi ikiyüzlülükleriyle bir türlü yüzleşemezler.
Benim tanıdığım çok meşhur insanlar var mesela, maddi olarak çok zor durumdalar. Durumları da öyle kazançlarını döküp saçmaktan dolayı değil. Dışardaki hayranı bilmiyor ama adam bütün kazandığını bir aile bireyinin amansız hastalık tedavisine harcamak durumunda kalabiliyor. Ama şöhretleri sebebi ile sıradan bir insanın rahatlıkla yapabileceği gidip bir tanıdıktan borç isteme, yardım isteme hareketini dahi yapamıyorlar. Kendilerine ne atılırsa atılsın dış dünyaya karşı sürekli gülümsemeleri beklenirken bu insanlar içeriden kan ağlayabiliyorlar. Bu, o kadar tanınabilme, teveccüh çekebilme başarısını göstermiş insanlara reva değildir. O başarıyı gösteren insanlar sizi eğlendirmenin bedelini sizden istiyorlarsa, onu onlara vermeniz gerekir. Bırakın da kendi ürünlerinin fiyatını kendileri belirlesinler. Neticede pahalı ise almak zorunda değilsiniz. Ama çalmayın. O damar bir yırtıldı mı dikiş tutmuyor bir daha çünkü.
Ama nedense sokaktaki insanda başarılı simge olma kapasitesine sahip insalara karşı bir hınç, öfke, kıskançlık ve o insanları sürünür acı çeker bir halde görmekten zevk alma duygusu var. Resmen sadistçe sapıkça bir duygu. Kendi başarısızlığının kapasitesizliğinin hıncını aradan sıyrılan insanlardan alma ve bunu da en doğal hakkı görme eğilimi.
Adamın korsan albümünü adama imzalatmaya çalışan insan tipi sadece Avrupa Yakası dizisinde bir hayal ürünü değil. Bizzat şahit oldum o olaya ben, hem de kaç defa. Yapan da hayranı olduğu sanatçıya nasıl hakaret ettiğinin farkında bile olmuyor o anda. Şuursuzluk baştan aşağı.
Doğruluk yanlışlık algılamalarının böylesine eksenden kaydığı bir toplum yaşantısı işte içinde yaşadığımız kültür(süzlük) bu gün.
M.