Yeni bebekler

Projeleriniz » Elinizde olan veya hazırladığınız projelerinizi ayrıntılı açıklama ve resimleriyle beraber gönderin; ana sayfamızda isminizle beraber yayınlayalım. Ayrıntılı bilgi Haberler ve Duyurular forumunda mevcuttur.

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen hoparlör » 11 Nis 2010, 13:07

miriel yazdı:Alttaki midbasın altında ölü bir hacim kalmış dikkatimi çekti. Kabin boyunu kısaltıp ölü hacim yararlı hacme çevrilebilirdi aslında. Ağırlıktan kazanç olurdu.

Evet olabilirdi, aslında ilk başta crossover için düşünmüştüm, ama sadece mid ve tiz için gerekecek kadar. Ama böyle kaldı, var olmasının asıl nedeni kabinin yüksekliğinin tizlerin kulak seviyesinde kalması içindir.
Tam bir dinleme pozisyonu için oturduğunuzda tizlerin kulak seviyesinde olması gerekir. Ayaklar ilave edildiğinde tam bu seviyeyi tutturuyor bu boyuyla.
miriel yazdı:Bass hoparlörünün bölmesi 2 katlı mdf ile bölünmüş ve arka bölüme bir delikle hacmi arttırılmış. Titreşimleri azaltmak için 2 kat kullanıldı heralde hocam? Birde yuvarlak yerine daha geniş ve kare bir delik olsa ek hacimden daha etkin yararlanmayı sağlamazmıydı ?

Aslında haklısın, ancak bu delik şu anda olduğu gibi hava geçişi için değil, yılan gibi kıvrılarak uzayıp giden bir boru tüneli için düşünülmüştü. Bu haliyle bas hoparlörü hem kendi bulunduğu bölümde bir rezonansa girecek, hem de yukarıdaki ikinci bölüme port gibi geçiş yapıp orası da rezonansa girecekti. Sonuçlarını biraz ölçüm yapınca paylaşıcam. Arayı tamamen de açabilirim, şu anda biraz zor olacak ama şimdilik bu derece bir değişikliğe ölçüm yapmadan girmek istemiyorum.
miriel yazdı:Düşüncelerinizi merak ediyorum gerçekten enteresan bir kabin olmuş. Çıkardığı sesi dinlemek isterdim.

Ses basları bir kenara bırakırsak oldukça temiz ve sahnesi mükemmel. Bu yerleşim MTM (Mid-Tweeter-Mid) yani mid-tiz-mid yerleşimine iyi bir örnek oldu. Aslında D'Appolito düşünüyordum ama sonradan baktım ki hoparlörleri yeterince yaklaştırmamışım, dolayısıyla bu tasarımı kabullendim. D'Appolito için filtre kesim frekansını mid-tiz arasındaki merkezden merkeze olan mesafeye karşılık düşen dalga boyuna göre hesaplıyorsun. Yoksa MTM oluyor. Baslar ise güçlü ama biraz doğallıktan uzak, üzerinde daha yapacağım çok eklenti var. Subwoofer olarak tasarlandığından 90Hz ve altında bir kesim frekansı istiyor, eh bu kabin hacmi de ona göre biraz küçük. Bol elyaf ancak toparladı sesini.
miriel yazdı:Birde bu elyafların uygulamalardaki yoğunluğu ne kadar olması gerekir diye bir kaynağımız olsa çok hoş olurdu. Katlayarak veya karmaşık koyma ile arada çok yoğunluk farkı oluyor.

Kesinlikle fark var. Şu anda karmaşık ama köşelere doğru katlayarak tıkıştırılmış durumda. Aslında içini 4mm bitümen plakalar veya kauçuk tabanlı halıfleks tarzı bir malzeme ile kaplamalıymışım. Siyah akustik sünger oldukça etkili ancak bu kadar küçük hacimde yetmiyor. Port açma konusunda çalışmam lazım, biraz zaman ve tabiki ölçüm gerekli.

Bu kabinler iki yılda marangozlardan nefret edip ancak onlara yaptırabildiğim kadarına razı olup sonradan elime alt edevatı aldığım için biraz tasarım karıştı. Ancak sonuçlardan genelde memnunum sanırım :roll:
hoparlör
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 1844
Kayıt: 02 Eyl 2007, 19:30
İl: İstanbul


Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen miriel » 11 Nis 2010, 21:11

Kabin hertürlü koşulda çalışmaya göre tasarlanmış yani, kabinlerin komandosu gibi birşey :)

Eğer ilerde zamanım olursa subwoofer kutusu edicem ve şöyle birşey düşünüyorum. Görüntü açısındanda güzel olabilir, cam plastiği subwooferin tam önüne korumalık gibi belirli bir mesafede vidalarla tutturup SPL verimini arttırmayı düşünüyorum.

swk.JPG
İnanç GÜMÜŞLER
Kullanıcı avatarı
miriel
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 325
Kayıt: 09 Haz 2009, 15:57
İl: RİZE
Meslek: Makina Mühendisi

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen hoparlör » 11 Nis 2010, 21:49

Görüntü güzel, ancak bu tasarımın portlu bir tasarım gibi düşünülmesi gerekir. Hoparlör fazla güçlü olunca cam/plesiglas levhanın yanlarından çok hızlı bir hava akımı oluşacaktır. En büyük risk bu dörtlü portun kendine göre ses çıkarmasıdır. Zaten portlu tasarımların en büyük handikapı özellikle subwoofer uygulamalrında portun ötmesi oluyor. Ersoy ile yaptığımız kit subwoofer da bile port hava akımından ötüyordu. Aynı şekilde hoparlörün önüne herhangi bir engel konulduğunda da aynı etki sözkonusu. Ancak hoparlörü ve ön paneli daha içeride tutup camı kabinin ön kenarı gibi sağlamca monte edip sonra da dört yanında eliptik hava portları açabilirsin. Bu daha garantili olacaktır, ancak bı haliyle de oldukça şık, ancak riskli. Denemekte fayda var derim :)
hoparlör
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 1844
Kayıt: 02 Eyl 2007, 19:30
İl: İstanbul

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen hoparlör » 14 Nis 2010, 21:58

İlk test ölçümlerini yaptım, pek beklediğim gibi çıkmadı, beklediğimden daha düzgün bir bas frekans cevabı var. Daha kalibre edilecek ve denenecek çok aşama var ama pek fazla değişeceğini de sanmam. Gene de tam istediğim ses rengini henüz elde edemedim. Henüz erken biliyorum ama denedikçe yeni şeyler keşfedeceğini umuyorum. Şimdilik demek ki iç malzeme iyi konumlanmış, açıkcası inişli çıkışlı farklı bir frekans dağılımı bekliyordum. Ama asıl testlere geçince empedans grafiği felan derken durum daha net belli olacak diyorum. Grafik sadece bas hoparlörünün frekans eğrisini veriyor. Test ortamı daha hazır değil, ancak bu kadar oldu.
Eklentiler
woofer-raw data.png
hoparlör
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 1844
Kayıt: 02 Eyl 2007, 19:30
İl: İstanbul

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen miriel » 15 Nis 2010, 00:52

Gökhan hoca, bass hoparlöre girilen güç biraz fazla olailirmi? 0db'i geçmiş 50-500Hz arası.Belkide izolasyon ve kabinin tasarımından kaynaklanıyordur. Birde 5kHz den sonraki düşüş mikrofondanmı kaynaklanıyor ?
İnanç GÜMÜŞLER
Kullanıcı avatarı
miriel
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 325
Kayıt: 09 Haz 2009, 15:57
İl: RİZE
Meslek: Makina Mühendisi

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen hoparlör » 15 Nis 2010, 23:15

Evet biraz fazla. Henüz kalibre etmediğim için frekans eğrisi doğrudur ama ses basınç seviyesi görecelidir. Doğru da olabilir ama bunu test ortamının kalibrasyonunu yapıp SPL metre ile doğruladığım zaman görmek durumundayım. Şimdilik mutlak değil ama göreli bir ölçüm bu.

Düşme ise normal bir düşme, çünkü sadece bas hoparlörünün frekans eğrisi bu, dolayısıyla düşüyor. Bazı yükselmeler vs ise ölçüm ortamındaki yansımalardan olabilir. Ama mikrofon 20KHz'e kadar net ölçüm yapabiliyor.
hoparlör
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 1844
Kayıt: 02 Eyl 2007, 19:30
İl: İstanbul

Reklamlar

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen hoparlör » 27 Nis 2010, 20:34

Son yazdığımdan beri aktif crossover'ı devreden çıkardım ve özellikle mid hoparlörleri dinledim. Kulaklarım alıştıkça detayları keşfetmeye başladım ve en az 6lt hacim gerektiren Jamo'ların her birinin sadece bir litre kadar dar alanda bol elyafla oldukça iyi bas performansı verdiğini keşfettim. İki tane kullanmanın verdiği ciddi bir avantaj var ve ses oldukça güzel dağılıyor. Tizleri sadce birer 4,7µ MKT kondansatörler ekledim sonradan, ve çok net ve detaylı bir sahnesi olduğunu gördüm. Halen bu şekilde dinliyorum ve caz severlerin, hatta opera severlerin çok keyif alacağı bir kombinasyon olduğunu düşünüyorum. Henüz benden başkası dinlemedi ama MTM konfigürasyonu beklediğimden iyi netice verdi diyebilirim. Tizlerde ise farklı seçimler uygulanabilir, yaptığım testlerde özellikle kaliteli ipek kubbeli tizlerin caz severlere çok keyif veren bir tınsı olduğunu söyleyebilirim. Halen üzerinde kullandıklarım da iyi, ama daha iyisi var, ne kadar ekmek o kadar köfte misali.

Baslarda ise fazla çalışma yapmadım, ama paralel olarak onları bağladığımda alt baslardaki eksiklik tamamlanıyor. Yani eğer bas istiyorsanız 20 cm ve üzeri, ideali 25cm civarı bas kullanmalısınız derim. Dolayısıyla sadece Jamo'lar ile dolgun bas alabilmek çok da mümkün değil, derin baslar fiziksel olarak daha büyük hoparlör konu gerektiriyor.

Henüz bu seviyede bu kadar keyifli olması açıkcası devamında yapacaklarım için de cesaret veriyor. Yorumlarım subjektif olabilir, ancak basit ölçümlerde de düzgün bir frekans eğrisi elde ediyorum. Testleri tamamlayınca yayınlayacağım, 16cm mid'leri tek ve çift kombinasyonlarda denemeyi, sonrasında da 20cm ile karşılaştırmayı planlıyorum. Bakalım, umarım zaman yeter.
hoparlör
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 1844
Kayıt: 02 Eyl 2007, 19:30
İl: İstanbul

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen miriel » 27 Nis 2010, 23:46

Ben hep ufak kabinin doğal filtre görevi gördüğünü düşünmüştüm, alt frekansları kesen doğal bir filtre. Belkide bu yüzden detaylar daha çok kulağa geliyordur. Ama yüksek seste hoparlör hareketinin içinde orta sesler, detaylar kaybolabilir, hiç denedinizmi alt ve orta frekansların olduğu bir müzikte ve yüksek seste? Hazır testler ediliyor, meraklarımızı giderelim :)
İnanç GÜMÜŞLER
Kullanıcı avatarı
miriel
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 325
Kayıt: 09 Haz 2009, 15:57
İl: RİZE
Meslek: Makina Mühendisi

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen hoparlör » 29 Nis 2010, 23:09

Denedim, açıkcası kulağında detayları rahat algılayabildiği bir bölge var. Sonrasında ses şiddeti detayları biraz azaltıyor gibi.

Sesi komşuları rahatsız edecek derecede oldukça yüksek konuma getirdiğimde netlik bozulmadı, detaylar da kaybolmadı. Ama yüksek ses şiddeti kulakları biraz kapatıyor gibi. Yani sorun hoparlörlerden değil kulağın koruma tepkisinden ileri geliyor gibi.

Bu arada ses kaynağının çok önemli olduğunu belirtmeden geçmeyeyim. 120kbit MP3'lerde bu iş olmaz doğal olarak. Radyo yayınları da dinamik alanı inanılmaz küçültüyor. CD kayıtları veya SACD gibi kaynakları kullanmak lazım. MPEG4 gibi üst standartlar müziğe de inanılmaz bir dinamizim veriyor, sadece göstergelerden bunu takip edebiliyorsunuz.

Ses kaynağı iyi olduğu zaman orta seslerdeki kayıpları da daha iyi algılıyorsunuz. Yüksek ses şiddeti sesin kalitesini ve detayını bozmadı, yani hoparlörleri yüksek distorsiyon seviyelerine getirmedi. MTM tasarımının en sevilen tarafı da bu, güç dağılımı iki hoparlöre verilince +3dB kazanıyorsunuz, bu da iki kat yüksek ses seviyesi demek. Eğer mid için dört hoparlör kullanırsanız +6dB, 8 tane kullanırsanız +9dB yakalayabiliyorsunuz. Yani detayları bozmadan, distorsiyon yükselmeden yüksek ses şiddeti ve de geniş bir akustik dağılım yakalanabiliyor. Bunları deneyip grafiklerini çıkarmıştım, unutmazsam onları da göndereyim.

Aslında konser ortamında çok daha yüksek ses şiddetinde gayet ince ayrıntıları seçebiliyorsunuz, ancak ev ortamında ne yaparsak yapalım konserdeki gibi geniş bir akustik dağılım yerine noktasal dağılımla kulağımıza gelen ses galiba bizi yoruyor. Yani bangır bangır müzik dinlediğimde kulak sanki kapatıyor gibi geliyor, bu biraz yorgunlukla da ilgili olabilir.

Ufak kabin akustik olarak doğal bir kesim sağlıyor, eğer kabin içinde başka rezonanslar yaratmıyorsa. Zaten hoparlörün rezonans frekansının altında verim almak pek olası değil, Jamo'ların da 70Hz civarı, boyuna göre oldukça iyi. İşte bu alanda subwoofer müziği tamamlıyor. Tamamladığı alanda ise detay ancak net baslar olarak tanımlanabilir, yani homurtusuz ve mid bas bölgesi ile uyumlu. Yani gitarın bas tellerine vurulduğunda oluşan mid bas ses ile bas sesler birbirini tamamlamalı. Midleri kapatıp sadece 100Hz altını dinlediğimde netlik ya da detay diye birşey algılayamıyorum.

Bunlar aslında subjektif algılamalar, aslında 20cm dolaylarında bir mid bas ve 30 cm bas ile karşılaştırmak istiyorum. Ev için biraz iri kaçıyor ama hani şu bir zamanlar Technics, Sansui gibi firmaların yaptığı acayip devasa kabinler var, bir sürü sürücülü. Aslında boşuna değil yaptıkları, hoparlörün kon çapına göre frekans yükseldikçe akustik dalgalar eliptik değil de doğrusal yayılmaya başlıyor ve farklı frekans bölgelerine farklı çaplarla hitap etmek akıllıca bir çözüm olabiliyor. Günümüzde line-array bu anlamda daha çok kullanılan bir metod, en azından filtre tasarımı çok daha kolay, faz kaymalarını da bertaraf etmek mümkün.
hoparlör
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 1844
Kayıt: 02 Eyl 2007, 19:30
İl: İstanbul

Ynt: Yeni bebekler

Okunmamış iletigönderen hoparlör » 03 Tem 2010, 18:42

20cm subwoofer, 20cm bas ve 30cm bas hoparlörü ile karşılaştırmam epey uzun sürdü.

Ama şimdi çok net söyleyebiliyorum aradaki farkı. Biraz özetlemek durumundayım ama.

Ev sineması hariç HiFi sistemlerde kesinlikle subwoofer tarzı hoparlör kullanmayın. Ses oldukça sert, bum bum, baslar tok ve kuvvetli ancak derinlik ve doğallık uzaklarda ...

20cm bas oldukça iyi, yumuşak ve dolgun baslar, kesinlikle daha doğal.

30cm bas en iyisi, gerçekten günümüzde çok iyi 16-20cm arası hoparlörler var. Ancak eskilerinde dediği gibi gerçek bas için en az 25cm/10inç ya da 30cm/12inç hoparlör lazım. Kabin tekniklerinde çok iyi olan ve sürücülerini biçimleyebilen high-end firmaların olanakları elimizde olmadığından, basit kabinlerle idare eden bizler için en az 20cm, ideali 25-30 cm bas diyebilirim.

Bunlar tabiki genellemeler, eğer salonunuzda yer varsa 30cm, orta halli bir odada 25cm veya olmadı 20cm yada 2x16-20cm diyebiliriz.

Henüz kabinleri tamamlamadım, ama beğendiğim 20cm Philips marka ile bitirmeyi düşünüyorum. Büyük şans eseri Subwoofer için açtığım deliğe tam oturdu, ama belki yan panelleri yeni baştan yapabilirim.

Bu arada her iki kabinde portlu oldu, ancak pipe tarzı 2cm çapında ve 1,5m uzunluğunda platik borudan oluşan bir tür tünel bu. Kabinin altında bildiğimiz küçük plastik port ile dış dünyaya açılıyor. Bu yüzden kabin yere tam değil biraz yükseltilerek oturtulmak zorunda.

Resimler gelecek...
hoparlör
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 1844
Kayıt: 02 Eyl 2007, 19:30
İl: İstanbul

ÖncekiSonraki

Projeleriniz


Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyenler: Google [Bot] ve 0 misafir