DIY Audio Türkiye Forum

[tubefreak]

Eski bir post ama göz gezdirirken dikkatimi çekti.Arkadaşın biri, hoparlörün tonu olmaz diye garip bir laf etmiş ve bırakın da ben bileyim müzik konusunu diye de eklemiş.Eskiler, cehaletin bukadarı ancak okumuşlukla olur derlerdi.(Hakaret amaçlı değil, sadece bir sürü şey öğrenip de işin en temel özünü kaçıranlar için)

Arkadaşım,
Gitar hoparlörü yani speaker driver ları;
Diğer herşey aynı olsa bile,
1-Kullanılan koni malzemesi yani (kağıt mı, kevlar mı, carbon mu yada PP gibi plastik mi)
2-Kullanılan mıknatıs malzemesi ve gücü (Ferrite,AlniCo, Rare earth magnets-Neodymium gibi)
3-Koniyi kenarlarından metal şasiye bağlayan malzeme cinsi (lastik, kumaş, yada sentetik) ve de bunun akordiyon gibi kıvrımlı mı değil mi olduğu,
4-Koninin düz mü yoksa üzerinde desenler yani girinti çıkıntı olup olmadığı
5-Spider'ın yani süspansiyonun sertlik ve damping derecesi (bire bir sustaini etkiler)

gibi özelliklerle birlikte farklı performansa ve tona sahiptirler.

Neden Vox AC30 60lı yılların soundunu başka bir hoparlörle değil de ille de Celestion AlniCo Blue ile elde ediyor ve gerçek prolar bu tone için bu hoparlörlere 3 kat fazla para ödüyor?
Guitar Player dergisi sence 10 adet hoparlörün test ve eleştirisini yayınlarken,( aynı kabin ve ekipmanla ) tona değil de kabin içerisinde nasıl göründüğüne mi bakıyor?

Senden ricam, lütfen İngilizce biliyorsan Weber speakers(http://www.webervst.com/sptalk.html) soru cevaplar, (http://www.webervst.com/spterm.html) hoparlör terimleri sözlüğüne bir bakıver ve benim burada daha yazamadığım hangi hoparlör özelliklerinin tonu etkilediğini öğreniver.

[hoparlör]

Çay molası verdiğim için iki dakika bilgisayar başına oturdum.

Seri üretim iki hoparlörün T/S vb. parametreleri birbirini tutmaz maalesef. Bu da demektir ki sesleri da farklıdır ve aynı kabine konulduklarında aslında farklı ses çıkarırlar.

Bu yüzden de gerçek kabinlerde ya eşlenmiş, yani parametrik özellikleri hemen hemen aynı olan hoparlörler kullanılır. Kaliteli üretimlerde bu farklılıklar en aza indirilmektedir ama yok edilemiyor. Ama fiyatlar da en az 200 Euro'dan başlıyor. 1000 dolarlık bir çift hoparlör dahi alsanız eşleme şart.

Ancak ortalama insan kulağı belirli bir kalitenin üzerindeki üretimlerde iki hoparlör arasındaki farkı duymaz bile. Ancak odyofil kategorisinde ciddi bir sorundur bu. Telafisi de kalite kontrol testlerinin üretime eklenmesiyle olur ki bunun maliyeti de son kullanıcının cebine yüklenir.

Pro kategorisinde ise bu çok dert değildir, büyük seslendirme ekipmanlarında zaten dijital bir sürü ayar mekanizması olduğundan gözardı edilebilir. Ancak düzgün konser seslendirmeleri, stüdyo ekipmanları ve de enstrüman kabinleri gözardı edilemez. Stüdyo ekipmanlarının bu denli pahalı olması bu yüzdendir. Enstrüman kabinleri ise çok ayrıcalıklı bir kitleye, müzik kulağı olan insanlara hitap eder ki orada odyofil kulağı da bence hikaye kalır.

Kısacası hoparlörün sesi aynı hoparlör 10dk çalıştıktan sonra bile değişir, bobin ısınır, ısı etrafını ısıtır, kabin içindeki havayı ısıtır ve akustik enerji dışında farklı bir eneji de kabin içinde ve etrafında dolanmaya başlar. Lastik, poliüretan, kağıt, kevlar, alümünyum, seramik, vs. hep ısıl katsayıları olan malzemelerdir ve sese etki ederler. Havadaki nem, hoparlör malzemesinin yorgunluğu, müzik türü, vs. vs. herşey sesi etkiler. Thiele Small parametreleri sadece parametredir, ve gerçek hayatta kimyadaki "normal şartlar altında" denilen hiçbir zaman gerçekleşmeyen, sadece insanların olayı algılayabilmek için sanal olarak zamanı durdurdukları bir andır.

Ve birgün dinleyip iki gün sonra dinlediğimizde hoşumuza gitmeyen bir sistemin ardındaki sebep de budur. Sadece hoparlör de bu kadar değişken varken kabin malzemesinden ortama ve oradan da bizim ruh halimize kadar uzanan milyonlarca parametre var.

Birgün müzik dijital ortamdan doğrudan kulak sinirlerimize kablo yoluyla iletilebilirse ancak o zaman bunlardan kurtulabileceğiz, tabiki o sinirlerin ve de sinyalin ulaşacağı beyinin de herkeste "eşlenmiş" olması kaydıyla

[tubefreak]

Arkadaşımız, dediğiniz gibi seri üretim aynı marka ve model iki hoparlör arasındaki farktan bahsetse bende önemsemezdim ve kulağın anlayamayacağı kadar az olur derdim ama;
"diğer nokta ise tone dur hiç kuskusuz her anfi her lamba kendi tonuna sahiptir ama kabinin tonu tanımlamasını ilk kez duyuyorum ,kabinin kalitesi vardir. sirasıyla gitarin pedalın anfinin tonu vardir. ton olusmustur bu noktada bu tonu doğru duyabilecegimiz bir hoparlöre sahip olmamız gerekmektedir. bu acıklamadan sonra kabinin tonu diye bir tanımlamayıda reddediyordum.(örnek vernek gerekirse james hetfield in gitarini hangi hoparlör hangi cd calıcı olursa olsun tanırım)"
Yukarıdaki alıntada olduğu gibi,arkadaşımız herhangi iki hoparlör arasında fark yoktur demeye getirince yazmak zorunda kaldım.
Sağlıcakla,

[e_cag]

Anlaşılan, makro boyuttaki ton, renk ne derseniz onunla hoparlörün tonda yarattığı farklılık kavramları arasında karışıklık var. Marshall'dan Fender tonu çıkaran ses sistemi (Allah korusun) olmaz pek ama Marshall'ı çok kötü yorumlayıp kişiliğini yutan ses sistemi olur bence.

Neyse, amplifikatörden ne haber?

[elektrosenol]

Kısacası hoparlörün sesi aynı hoparlör 10dk çalıştıktan sonra bile değişir, bobin ısınır, ısı etrafını ısıtır, kabin içindeki havayı ısıtır ve akustik enerji dışında farklı bir eneji de kabin içinde ve etrafında dolanmaya başlar. Lastik, poliüretan, kağıt, kevlar, alümünyum, seramik, vs. hep ısıl katsayıları olan malzemelerdir ve sese etki ederler. Havadaki nem, hoparlör malzemesinin yorgunluğu, müzik türü, vs. vs. herşey sesi etkiler.

Burası çok doğru ve audophille camiasında herkesin muhakkak bilmesi gereken bir konu.Burdan çıkardığım ahkam-ı suhal şudur ;Amplifikatörlerin burn in süresi biter ama hoparlörlerin asla bitmez. Bir hoparlörün yanma(burn-in) süreci ömrünün sonuna kadar devam eder. Aynı yazıda bahsedilen ''birgün dinleyip iki gün sonra dinlediğimizde hoşumuza gitmeyen bir sistem'' yazısıda anladığım kadar bununla alakalı .Fakat burda o kadar çok faktör var ki,bu faktörleri göz önünde bulundurarak bir cihazı,hoparlörü vede komple bir sistemi dinlerken, ortamın akustizimi,ruh halimiz,nerede dinlediğimiz ve tekniksel,fiziksel birçok faktöre göre yorumlamak çok doğru olur.

Gökhan üstad konuya direktman değinmiş ''ruh hali' demiş ki bu ''faktör'' 'de apayrı bir konu .Örnek vermek gerekirse ;

Ruh halim bozuk olduğu ve sinirli olduğum zamanlarda asla düşük sesle müzik dinlemem tat alamam ne durumsa. Tınıları,vokalleri,detayları,basları,tizleri vs. duyamam ama normal bir havada(halde) olayım o zaman hiç farketmez en ince detayına kadar duyarım ve az ses çoğu zaman tatmin eder normal zamanımda

Önemli olan şudur, bir devreyi,cihazı,hoparlörü,sistemi dinlerken ve denerken şu ''faktör''lere ne olur dikkat edelim!Gerçi fazlada abartmaya gerek yok ama işin hoparlör detayında çok yanılma oluyor.Bir satıcının size dükkanında dinlettiği hoparlörün iyi ses verdiğini ve vereceğini görüyorsunuz ama her yerde aynı değil ki be kardeşim.Dükkanın çınlama düzeyi,duvarların paralelliği ,duran dalgaların ortama göre eğrisi,odanın rezonansı ve hangi frekanslarda daha çok rezone olduğu vs. hiç belli değil.

Konuyu iyice sapıttım galiba ama benim değinmek istedim kısaca HI-FI&HI-ENd birşeyi dinler iken faktörlerin ne olduğunu bilmemiz ve buna göre yorumlamamız gerektiği.

[tubefreak]

Anlaşılan, makro boyuttaki ton, renk ne derseniz onunla hoparlörün tonda yarattığı farklılık kavramları arasında karışıklık var. Marshall'dan Fender tonu çıkaran ses sistemi (Allah korusun) olmaz pek ama Marshall'ı çok kötü yorumlayıp kişiliğini yutan ses sistemi olur bence.

Neyse, amplifikatörden ne haber?

Amplifikatör beklentilerimin üzerinde başarılı oldu ve bir arkadaşım hemen el koydu.Daha sonra power supply kısmı ayrı kutuda bir adet daha yaptım, bu da önceki gibi çok iyi sonuç verdi.Tabii ki Single Ended 300B amplifikatörümü kenara atacak kadar değil ama eğer sadece GainClone olsaydı rahatlıkla onunla devam edebilirdim.
Sağlıcakla,

[reboot09]

Pcb halde varsa arkadaşlar paylaşır mısınız ? Daha rahat görüyorum da
Teşekkür ederim

[birgitay]

Buda benim Laser 'de kestirdiğim 2mm lik saçtan vede Elektrostatik boya ile boyattığım Jcm800 şase . Trafolar eksik sadece. İyi bir çıkış trafo saracak birisine rastlayamadığımdan öylece duruyor. Değerlendirebilirim diyenede anlaşırsak verebilirim.