Teşekkür ederim..
Devreyi hafta sonu bol bol dinleme ve kurcalama fırsatım oldu... Hemen elimin altında eski versiyon da olduğu için aynı opampla ikisini de dinleme şansı yakaladım. Açık konuşmak gerekirse ikinci sürümü bir süre dinledikten sonra birinciyi (MOSFET li olan) emekliye sevkettim. Fark bu kadar bariz yani!
İki gün sonunda ve toplam takribi 10 saatlik dinleme neticesinde, kazancı bir miktar düşürmeye ve devreyi toptan DC kuplajlı hale getirmeye karar verdim. Bu şekilde bas bölgesinde belirgin bir açıklık hissedildi. Bu konuyu teknik olarak ya da akustik terimlerle açıklamak çok zor. Çünkü her durumda devre 5Hz köşe frekansı için tasarlandı ve bir insanın 5Hz in altını algılaması diye bir şey söz konusu olamaz. Diğer yandan duyulabilir sınır olan 20Hz ise bu köşe frekansının tam 4 katı, yani bu frekansa etki etmesi olanaksız gibi görünüyor.
Ama etki ediyor işte.. Sırayla geri besleme kondansatörünü ve giriş DC dekuplajı kaldırdığımda çok ciddi fark algıladım. Hemen ardından sükunet halindeki DC offseti ölçtüm ve MOSFET ampliye göre çok daha stabil olduğunu gördüm (0.5mV). Üstelik geri besleme oranlarını deneme için değiştirdiğimde (4K7/1K yerine 3K3/1K2) bu offset daha da düşmüş olmalı... Diğer yandan bu offset giriş yük empedansı 105K iken elde edilmiş bir rakam.. Yani DC offset performansı mükemmel diyebilim. Aynı performansı MOSFET li de yakalamak asla mümkün olmamıştı.
Gelelim akustik konulara:
Dinleme testini iki çeşit kulaklıkla (Philips SHP805 ve Ultrasone DJ1) yaptım. Philips yalnızca amplinin 32ohm performansını görmek bakımından orada idi ve ses karakterini beğenmediğimden çokca kullanmadım kendisini. Yani testlerin çoğu 64ohmluk DJ1 le yapıldı.
MOSFET linin aksine, amplinin "soğuk" ve "sıcak" performansı arasında bir fark yok. Her ne kadar her ikisi de çok çabuk ısınıyor olsa da MOSFET li sürümde ampli soğukken ciddi bir donukluk seziliyordu seste. Bu ampli her durumda oldukça "airy" denebilir. Bas bölgesi net ve seçilebilir detayda. Bu, klasik müzik dinleyenler için çok da arzu edilen bir durum olmasa da (gerçekten öyle olup olmadığını tartışmak lazım bence) özellikle caz ve rock türlerinde genel performansa çok ciddi katkı getiriyor ve dinleme süresini uzatıyor. Alt ve yüksek midler için MOSFET le aralarında bir fark algılamak olası değil. Kısacası her türlü vokal dinleyicileri tatmin olacaklardır. Esas ve net farklılık tiz bölgesinde oluşuyor ve tiz detaylarının inanılmaz artışı insanı büyülüyor. Kulaklık işinden pek hoşlanmasam da şu ana kadar 2 günde 10 saat dinlediğim herhangi bir test olmamıştı doğrusu.. DJ1 ler oldukça konforsuz aletler olmasına rağmen bir türlü kulaklarımdan atamadım kendilerini.. Sahne, tiz detayların bariz artışına bağlı olarak ciddi anlamda genişlemiş durumda ve 360° müzik dinlemek olası bu amplifikatörle.. Üflemeli performansı hakkında yorum yapamam ancak yaylı ve telli çalgı için mükemmel bir performansı olduğu aşikar..
Bence amplifikatörün tek eksiği, kabul edilebilir boyutlarda dip gürültüsü... Gerçi dinlediğim sürüm yalnızca protoboard üzerine kurulu, adeta toplu kablo mezarlığı gibi görülüyor dışarıdan (sahi yaw bi foto bile eklemedik!) ve sanırım hatların açıkta ve uzun olmasının bu gürültüde bir miktar payı vardır... Oysa ki MOSFET ampli bir cenaze kadar sessizdi! Her neyse, amplinin gerçek gürültü performansını sanırım ancak PCB yaptıktan sonra anlayabileceğim.. Oysa MOSFET le aralarındfa ciddi bir fark olmaması gerekiyordu..
Her neyse... MOSFET i yapıp dinleyenler için tavsiyem bunu da yapıp dinlemeniz yönünde olacaktır. MOSFET i yapmayanlar için de aynı şeyi tavsiye edebilirim..
Bu arada giriş ve geri besleme kondansatörlerini kaldırdığıma göre artık esnek bir PCB gereksinimi yok.. Tasarladığım PCB yi kondansları kaldırıp kullanabilirim. Katılmak isteyen varsa hem PCB hem de malzeme için beraber hareket edebiliriz.
Kolay gelsin.