DIY Audio Türkiye Forum

[drhardware]

sn. drhardware menemen ve safran soslu mercan balığı filetosu örnekleriniz okadar iyi olmuş ki, işte bu da tam benim anlattığım şey, "damak zevki" ya da "kulak zevki" pek de farklı değil, önemli olan iyi yapılması, hi-end olan müzik midir ekipman mıdır? İsteyen istediğine yapıştırır tabi yaftayı, ne gurmeler vardır havyarı 100 çeşide ayırır, şu şöyle güzel bu böyle mükemmel diye, kimisi vardır, sosyetik görünmek için, yani tadından ziyade "pahalı" oluşuna önem verdiği için yer, benim çocukluğum ve gençliğim, babamın mesleğinden ötürü turizm camiasının içinde geçti, geçiyor, havyarın 100 değil ama 20 30 çeşidini yemişimdir, champs elysees deki filanca restoranda değil ama istanbul ve tr'deki hatırı sayılır yerlerde,kimse yanlış anlamasın hava olsun diye söylemiyorum, zaten bir defa bile para vermedim, dolayısıyla tarafsız bakabiliyorum, havyar istediği kadar para etsin, iyi bir menemeni 100 çeşit havyara terddütsüz tercih ederim, bu şimdi ben zevksizim mi demektir yani, farklı bir zevktir sadece, havyar sadece bir örnek daha birüsü alana çoğaltabilirim, kolumdaki saat omega de ville ama hala casio'nun altimetreli barometreli modellerine bayılırım, sportif yanları ilgimi çekmiştir hep, neyse uzar gider bu tartışma, özet olarak, illa ki iyiyle kötü arasında belirgin farklar vardır, bir de zevklere hitap eden farklar vardır, diğer arkadaşların da dediği gibi elma ile armut karıştı gidiyor... zevkleri tartışmayalım, kimseyi zevklerine göre yargılamayalım...

Kel alaka olacak ama yakalamışken sorayım melemen mi menemen mi? senelerdir araştırırım hala kati sonucu bulamadım...

Sürç-i lisan ettiysem affola, herkese saygılar...

Bunun üzerine susmak konuşmaktan daha uygun olacak kanaatimce....

Bu arada
Menemen: İzmir'in bir ilçesidir,
Melemen: Yumurtadan yapılan bir çeşit yemektir, varlığına saygı duymakla birlikte kendisi "amele" yemeği olarak da bilinir ve taze ekmekle yenir.
Melemez: Bir fıkra kahramanıdır. Lakin fıkra genel ahlaka mugayyir olduğundan burada anlatma gereği duymuyorum.

[fixxxxxer]

Ben anlamını değil doğrusunu sordum ya sadece, neyse TDK menemen diye ısrar ediyor çünkü, melemen beceriksiz ya da şişman diyor, amele yemeği diye yazmıyor ya neyse teşekkürler yine de cevap için, saygılar...

[Ersoy]

Yahu.

Bu bukadar karışık bir mevzu değil.

Bu konu hakkında yazılacak çok şey var ama sonucu değiştirmez. İnsan kulağı, biz audiocular için en hain organımızdır. Buna güvenerek Fixer arkadaşımıza bir teklifim var. Bana üç saatini ayırırsa eğer, elmalar yada armutlar onun için hagileri bilmiyorum lakin aralarındaki farkları ona gösterebilirim. Kendi kulaklarına inanıyorsa tabiki. Burada uzun uzun yazı yazmaya üşenirim fakat yarım günümü hiç tartışmadan, dinleterek fikrimi anlatmaktan hiç üşenmem.

Haşa, amacım kimseye ders vermek değildir. Yanlış anlaşılmasın. Amacım paylaşmaktır. Çünkü bende birzamanlar duymamıştım. Ancak duyduklarımın üzerinden yorumlar yapıyordum. on sene geriye baktığımda, şimdi diyorumki hala cahilim.

Hpm 100 imam ise, JBL K2 peygamberdir. Ama ikiside elma yada armuttur.

[drhardware]

Ben anlamını değil doğrusunu sordum ya sadece, neyse TDK menemen diye ısrar ediyor çünkü, melemen beceriksiz ya da şişman diyor, amele yemeği diye yazmıyor ya neyse teşekkürler yine de cevap için, saygılar...

Zaten anlamlarını yazmadım. Doğrusunu yazdım!
Diğer yandan bu anlamsız tartışmayı daha fazla uzatmamak adına susmayı tercih etmiştim lakin gördüğüm kadarıyla polemiği seven birisiniz.
Benim hoparlörüm seninkini döver mantığıyla bir yerlere varmak olası değil. Ancak diğer yandan, tarihin tozlu yaprakları arasına karışmış ve benim gençlik yıllarımda dahi HI-END kategorisinde olduğu varsayılmayan bir hoparlör seti için belki de gerçekten bir HI-END set dinlemeden yargıya varmak polemikle çözülebilecek bir konu değil..
Evet kişisel beğenilere saygım sonsuzdur ama durun bir dakika ve elinizi vicdanınıza koyup buzhane elmasıyla hakiki starkingi birbirine de karıştırmayın lütfen.

[fixxxxxer]

Sn drhardware, bunun polemikle ilgisi yok, birşeyler öğrenmenin yolu okumak, görmek ya da konuşmak ya da yaşamak, burda konuşyoruz ben birşeye farklı açıdan bakılabileceğini anlatmaya çalışıyorum, siz ise 2+2=4 diyorsunuz, değişmez diyorsunuz, ders matematik değil ki, işimiz sabit sayılarla değil farklı kişisel zevklerle, ben burda kimseye birşey diretmeye çalışmıyorum, fikrimi paylaşıyorum, siz ise doğru budur diyorsunuz, gurme benim en iyisini ben bilirim diyorsunuz, lütfen, polemik filan demeyin bana, o basit insanların kolay kaçış yoludur, hakaret sayarım. Yine konuşmak isterseniz başka bir platformda konuşalım, ama belli sınırlarla!

Sn. ersoy finallerim biter bitmez teklifinizi değerlendirmek isterim doğrusu, siz böyle bir teklifte bulunup bir fırsat yaratma nezaketini göstermişsiniz, ben de hem fırsatı kaçırmamak hem de teklifinizi geri çevirmemek adına seve seve kabul ederim, yeniden irtibata geçelim bu konu için

saygılar...

[drhardware]

Sn drhardware, bunun polemikle ilgisi yok, birşeyler öğrenmenin yolu okumak, görmek ya da konuşmak ya da yaşamak, burda konuşyoruz ben birşeye farklı açıdan bakılabileceğini anlatmaya çalışıyorum, siz ise 2+2=4 diyorsunuz, değişmez diyorsunuz, ders matematik değil ki, işimiz sabit sayılarla değil farklı kişisel zevklerle, ben burda kimseye birşey diretmeye çalışmıyorum, fikrimi paylaşıyorum, siz ise doğru budur diyorsunuz, gurme benim en iyisini ben bilirim diyorsunuz, lütfen, polemik filan demeyin bana, o basit insanların kolay kaçış yoludur, hakaret sayarım. Yine konuşmak isterseniz başka bir platformda konuşalım, ama belli sınırlarla!

Sn. ersoy finallerim biter bitmez teklifinizi değerlendirmek isterim doğrusu, siz böyle bir teklifte bulunup bir fırsat yaratma nezaketini göstermişsiniz, ben de hem fırsatı kaçırmamak hem de teklifinizi geri çevirmemek adına seve seve kabul ederim, yeniden irtibata geçelim bu konu için

saygılar...

Böyle bir sonuca nerden ulaştığınızı anlamak güç!
Şu son yazıma kadar bu tartışmaya dahil olmadım.. Olduğuma da pişman oldum zaten. Bu konuda ısrarcı olan sizsiniz. HPM-100 üzerine iddialı bir kampanyaya girişmişsiniz. Başka arkadaşlarım da konuya yanlış baktığınızı belirtmişken, ben neden matematik gözlüğüyle bakmış olayım ki?
Dünya yüzünde üretilmiş binlerce hoparlör seti varken neden bir hoparlöre takılıp kalayım ki?
Ve neden aslında HI-END olmayan ve sizden başka birinin de HI-END olduğunu iddia etmediği bir hoparlöre sırf siz söylüyorsunuz diye HI-END diyeyim ki?
Bunun adı polemik değil de nedir allahaşkınıza?
Tartışma ortamını kendinize hakaret olarak algılıyorsanız tartışmaya girmemeniz gerekir. Bu konu hakkında yalnızca bir cümle etmiş bir kişi olarak salt beni hedef seçmenizi anlamam mümkün değil! Kusura bakmayın ben forum müptelası boş vakti olan bir adam değilim ve DIY Audio forumları dışında herhangi bir forumda da tartışacak zamanım yok.
Neler yediğinizden saatinizin markasına kadar herşeyi ortalığa dökmüşsünüz? Amacınız nedir? Lütfen forumlarımızı inceleyin ve sizin dışınızda herhangi birinin kişisel ya da profesyonel yaşamı hakkında bir ifşada bulunup bulunmadığından lütfen emin olun.
Forumumuz oldukça seviyeli bir forumdur ve burada hiçkimse size hakarette bulunamaz merak etmeyin. Ancak bu agrasif tavrınızın nedenini de lütfen açıklayın..

[hoparlör]

Eğer burada bazı genel kabul görmüş kavramları bu kadar lastikli hale getirirsek "aslında transistör de yok" demeye başlarız.

HPM100 Pioneer'ı ticari olarak kurtarma operasyonudur, kendi kategorisinde klasiktir. Ama HI-END olmak gibi bir derdi olmamıştır, popüler kültürün bir ürünüdür, genele hitap eder.

Bunu da bu ürün ile 15 yaşında tanışmış, zamanına göre oldukça ileri ekipmanı olan ve 4000 küsür plaklık arşivli bir kayıt stüdyosunda geçirdiğim, yazları açık havada veya bazen salonlarda HPM100'lerin tınısını sevgili halkımıza dinletmiş bir vatandaş olarak söylüyorum. Çok severim ama tizleri çabucak yanar, süper tiz ne işe yarar bilinmez, sesi gümbürder ama yüksek volümde baslar zangırdar, kabin yapısı suntası kaliteli olmasına rağmen o bası tutamaz, felan filan. yanmış tizlerin yerine pieze da taktık, sardırdık felan, profesyonel kullanıma asla uygun değiller zaten.

Dağılmış HPM100'ler de gördüm, halen evinde ilk günkü haline benzer şekilde üzerinde dantellerle süslenenler de. Bizdeki Pioneer en iyisidir fenomeninin bir yansımasıdır, o kadar. O yılların anılarıyla çok örtüşmüş olduğu için severim açıkcası ama 1000 YTL asla vermem, gittigidiyor.com'da fahiş fiyatlara parça parça satıyorlar. Asla tizleri ya da bası 200 YTL felan etmez. Bugünün teknolojisi ile ancak hurda olurlar, bu kadar acımasız geçen zaman.

Ancak bu arada gelen gidenin Dr.'a çatmasından fena halde daralmış vaziyetteyim.

[e_cag]

Hi-end kavramı bence ağırlıklı olarak parametrik ve teknolojik olarak algılanmalı. Zevk tartışmasına ise girmeye bile gerek yok.

Adam masif aluminyumdan kabin yontarak kabin rezonansını azaltmayı hesap ettiyse, içini aktif karbon zerrecikleri ile doldurarak akustik fayda sağlamayı hesap etmişse, bir diğeri (sese kattığı veya katmadığı renk bir yana - bu zaten tartışmanın zevk bölümüne giriyor) altın, gümüş gibi değerli olması bir yana iyi iletken olduğu bilinen malzemelerle kablolama yapmanın kaynaktan gelen sesi değiştirmediğini görüp kullanmışsa, bu hi-enddir bana göre. Bu bakış açısıyla, dünün hi-end'inin de bugünün piyasa malı cihazı olduğunu, olacağını görürüz. Bir Murat 124, 1920 yılının otomobilleri ile karşılaştırıldığında hi-end değil, başka bir dünyadan gelmiş bir araç olurdu. Seri üretim mantığı ile onbin tane yapılınca belki 150.000 USD değerindeki cihaz 5000 USD gibi daha makul ama bazılarına (bana) göre yüksek bir maliyetle satılabilir. Ama başka birisi sadece görünüm için gülağacı kaplamalı bir cihazı 150.000 USD fiyatla satıp görece eski teknikleri kullanıyorsa bilimin ve tekniğin kullanımına bakılınca o cihazdansa yüksek teknoloji ürünü olan cihaza, sese az renk katan 5000USD'lik cihaza hi-end derim ben. Fonksiyonu sadece telefonla görüştürmek olan, elektroniği belki Nokia vs. ile aynı olan ama dışı pırlanta kaplı bir Vertu'dansa Samsung'un en son fuarda tanıtmış olduğu binbir fonksiyonu olan cihaz hi-end olmalı. Fiyat açısından bakılınca da teknolojinin kanunu şudur: yeni olan pahalıya malolur. Bırakın yarıiletkeni, sıfırdan başlayarak bir vakum tübü yapmayı deneyin ve görün nelere malolacak.Bu konuda başka birşey söylemeye gerek yok.

İdeal audio reprodüksiyon cihazı 0-100 dB arasında, 20000 bant parametrik eşleştirici fonksiyonu olan, kütlesiz hoparlörlere bağlı birşey olmalı ki hi-end olsun. İşi gücü olmayan birisi istediği tınıyı birkaç hafta parametre ayarlayarak elde edebilsin, hi-end - low-end, tube-solid state, kağıt-kevlar tartışmaları bitsin.

Neticede zevk başka, teknoloji başka. Ben de evdeki Torsan pikaplı radyonun sesini beğeniyorum. Zamanında bir yıl taksit ödeyerek almışız. Şimdi diyorum ki Torsan hi-end bir cihazdır. İtirazı olan?

Dünyadaki tüm forumlarda yapılmış, yapılmakta ve yapılacak olan, sonuçta herkesin kendi görüşünü beğendiği bir tartışmada ben de böyle diyorum. İlk günden beri herkesle sınırsızca bilgi ve deneyimini paylaşan Doktor'un bir şekilde ön plana alınması beni de çok rahatsız ediyor.

[fixxxxxer]

1- HPM-100 için kampanya filan yok ortalıkta,
2- verdiğiniz örnekleri doğru kabul etmediğimi anlatmak için kendimden örnek verdim, herhangi bir ifşa durumu sözkonusu değil,
3- tartışma ortamını hakaret algılamıyorum, polemik lafı canımı sıktı,
4- neden sizi hedef seçtim derseniz, diğer arkadaşların hepsi eleştirilerini bana yöneltti, siz imalı bir şekilde yazmışsınız, "isteyen istediğine istediğini der" gibi, ben buradayım bana söyleyebilirsiniz, bence hoş değildi, üzerime alındım diyelim..
5- bu noktaya geldiği için herkesten özür diliyorum, kalp kırdıysam affola, amaç bilgi paylaşmak laf dalaşı değil sonuçta...

herkese saygılar, iyi geceler...

[drhardware]

4- neden sizi hedef seçtim derseniz, diğer arkadaşların hepsi eleştirilerini bana yöneltti, siz imalı bir şekilde yazmışsınız, "isteyen istediğine istediğini der" gibi, ben buradayım bana söyleyebilirsiniz, bence hoş değildi, üzerime alındım diyelim..

İsteyen istediğine istediğini diyemesin mi?
Burası "diyemediğiniz" bir ortamsa neden halen buradasınız?
Yok "diyebildiğiniz" bir ortamsa neden bundan rahatsızlık duydunuz?
Siz istediğiniz "şeye" istediğiniz yaftayı yapıştırabilin, ama kimse sizi eleştirmesin mi? Bu mudur özgür forumculuktan kastınız?
Tartışmanın başında kastım ve hedefim siz değildiniz. Bunu anlamak için de müneccim olmaya gerek yok. Kısaca demek istedim ki; "zevkler ve renkler tartışılmaz !". Ancak agrasif algınız nedense bu anlatımımı, bu mecazlarımı, bu betimlemelerimi üzerine alındı!
"Melemen amele yemeğidir" demek, ben melemen yemem yiyene de hoş gözle bakmam demek midir? Bunda snobist bir aşağılama mı sezdiniz ki bundan rahatsızlık duyup kaç çeşit havyar yediğinizi saydınız bana?
Ya da Casio takmak avamlık mıdır ki? Kolunuzdaki pahalı saatin markasını ifşa ettiniz?
Özür dilerim ama burası Mevlana dergahı değil! Pozitif bulguları ve verileri olan konular konuşulur burada. Elinizde kendi sübjektif kriterleriniz ve duyularınız dışında veri olmadan herhangi birşey ortaya koyarsanız muhakkak eleştiri görürsünüz. Buna da katlanırsınız.
Ama bu eleştirinin size direkt olarak yönlendirilmesi gerekmez. Bunu siz belirleyemeyeceğiniz gibi; kim bilir belki de bu tavır eleştirenin, eleştirileni kırmama çabasıdır!

Kolaylıklar diliyorum.